Please activate JavaScript!
Please install Adobe Flash Player, click here for download

Projekt28

2015• NO 28 KADIN 8 NEBAHAT KUNDAŞ DHL'DE iŞYERi iŞÇi TEMSiLCiSi 4 2 yaşındayım. Almanya'ya 15 yaşında geldim. Orta- okulu Türkiye'de bitirmiş- tim. Buraya geldiğimde, 15 yaşında evlendirildim. Köyden bir akrabamız vardı. Bana memlekette iken asılırdı ve „benimle evlenmezsen seni kaçırırım“ derdi. Babam, hem akrabamız hem de ‘ba- şıma bir şey gelmesin’ diyerek beni o adama verdi. Yaşım küçük olduğu için karşı çıkacak gücü bulamamış- tım, „hayır“ diyememiştim. Bu evlilik 8 yıl sürdü. 8 yıl işkence, baskı, hapis gibi bir yaşam. Pantalon giy- memi istemezdi. Tek başıma çarşıya çıkamazdım. Sürekli baskı ve kontrol altındaydım. Tek kelime Almanca öğrenemedim. Bir zaman sonra, „yeter artık!“ dedim ve tek başıma Frankfurt'a geldim. Babama kızmıyorum. Çare- siz kalmıştı. Çünkü karşı taraf çok baskı yapmıştı. Frankfurt'a geldi- ğimde önce iki saatlik bir temizlik işi buldum. Ablamın tanıdıkları sahip çıktı. Bir süre onların yanında kaldım. Daha sonra tek odalı bir ev buldum ve 8 saatlik bir iş. Bir çöp fabrika- sında çöpleri ayırıyorduk. Hayatımda öyle pis bir iş yapmadım. Çok pisti. Daha sonra Neckermann'da iş bul- dum. Tanıdığım bir abla postanede çalışıyordu. İki sene sonra kapağı postaneye attım. Postanenin bir kadın yurdu vardı. Bir süre orada kaldım. Daha sonra iki odalı bir ev bulup, çıktım oradan. Frankfurt'a gelirken, hedeflerimden biri Almanca öğrenmek, diğeri kendi ayaklarımın üstünde durmaktı. En çok istediğim şeyler olmuştu: Postaneye kadrolu alınmıştım, kendi ayaklarımın üze- rinde duruyordum ve Almanca kurs- larına gidiyor, dil öğreniyordum. Korkusuz, mutlu bir yaşam mümkün Bir gün evimi badana yaptırmak için bir badanacı çağırdım. Badanacı, evimi çok beğendi ve kaldı. Eşimden söz ediyorum. İki sene sonra ilk ço- cuğumuz oldu. Adını Ulaş koyduk. Frankfurt'a ilk geldiğim yıllara göre çok rahat bir yaşantım vardı. Korku- larım, endişelerim yok olmuştu. Frankfurt'da politik yönelimi olan bir derneğin çalışmalarına katılmaya başladık eşimle. Oradaki çalışmalar- dan da çok şeyler öğrendim. Hangi kitapları okuyayım, kendimi nasıl ge- liştereyim sorularına orada cevap buldum. Hafta sonları hangi prog- ramı yapayım diye bir sorunum yoktu. Folklor, kadın çalışması, ti- yatro, gençlik çalışması daha bir sürü şey. Sosyal faaliyetlere aktif katılmak çok iyi geliyor insana.   İşyerinde kopan fırtınalar İki sene önce işyerinde büyük so- runlar yaşamaya başladım. Doktor raporuyla gececilikten, gündüzcü- lüğe geçmiştim. Bölüm şefi, vardiya değiştirmeme karşı çıktı. Bir sene iş- yerinde beni işten işe koşturup bık- tırmaya çalıştılar. Sürekli bölümüm değişiyordu. Bir sene sonra, işyeri işçi temsilciliği, sendika ve bölüm şefiyle bir toplantı yaptık. Bu top- lantıyı hayatım boyunca unutmaya- cağım. Hüngür, hüngür ağlamıştım. İşverene „bu sorunu benim için çö- zeceksiniz“ dedim. Kavga ede ede, iş saatlerimi 8.00 ile 13.00 arası yaptılar. Çocuklarıma böylesi daha uygundu. Gececi çalıştığım yıllarda işyeri işçi temsilciliğine üye olmuş- tum. Daha sonra onlar bana, işyeri işçi temsilcisi seçilmem için teklif getirdiler. Önce korktum. İşyerindeki sorunlara duyarlıydım ve işyeri işçi temsilciliğinin hiç bir toplantısını ka- çırmazdım. Ama bu sefer farklıydı durum. İşçi arkadaşlarım beni işyeri işçi temsilcisi seçtiklerinde sevindim. Çünkü sorumluluk almıştım.   İşyeri işçi temsilciliğindeki çalış- malarıma gelince... Evet, kendimi ifade edecek ve çalışan arkadaşları- mın sorunlarını dile getirecek kadar Almanca biliyorum. Ama her zaman daha iyi Almanca bilmemenin eksikli- ğini hissediyorum. Örneğin, dünkü toplantıda bir kaç kelime geçti ko- nuşmalarda. Anlamlarını bilmiyor- dum. Hemen not aldım, sonradan bakayım diye. Burada kendimi geliş- tirmek ve daha iyi Almanca öğren- mek istiyorum. Çünkü, şunu öğrendim: Birey olarak tek başıma hiç bir şey yapamam. Ama benim sorunlarım, diğer işçi arkadaşlarımın sorunlarıyla ortak. Sorunlarımızı ortak dile getirdiğimizde ve işyeri işçi temsilciliği olarak ifade ettiği- mizde, işveren bizi ciddiye almak zorunda kalıyor. Kollektif bir çözüm için ortak savaş vermek çok önemli. Benim bundan çıkarım, emeğimin karşılığını alıyormuşum gibi bireysel bir mutluluk duymak oluyor. Kadın çalışması çok önemli GKB ile Türk Müzik Derneği’nden bir arkadaş vasıtasıyla tanıştım. Diğer arkadaşları da tanıdım sonra- dan. Konferansınız vardı, arkadaşlar katılmam için çok ısrar etmişlerdi. O zaman tam tanımadığım için gitme- miştim. Ama sonradan çalışmalara katıldım. Bence bir kadın çalışmasına her zaman ihtiyaç vardır. Kitle çalış- ması başlatmanın can damarı kadın çalışmasıdır. Lakin sorun, kadınları evden çıkarıp çalışmalara katabil- mek. Asıl sorun onlara nasıl ulaşaca- ğımız. Çok komik gelecek ama örneğin eğlenceler kadınlara ulaş- mada vesile oluyor. Amaç ayaklarımın üzerinde durmaktı

Seitenübersicht