2015• NO 28 KADIN Çöpe Atılan Yemekler Açlıktan Ölen Çocuklar DENiZ ALAN HELD Dünyada bir milyara yakın insan açlık sınırının altında yaşarken, her gün bir milyar dolar değerindeki ye- nilebilir durumda yiyecek çöpe atılı- yor. Ne oldu bize? Kapitalizm kendi düzenini meşru kılmak ve hakimiyetini sürdürebilmek için farklı yollarla bize mütemadiyen şu mesajı verir: “Ne kadar harcarsan o kadar değerli ve mutlu olursun.” Halbuki en fazla otuz-kırk yıl önce- sinde ne kadar paylaşırsak o kadar mutlu ve huzurlu olur, sade ve basit hayatlarımızla gurur duyardık. Eski- miş kıyafetlerinden utanmayan, isra- fın her türüne karşı, yediği pahalı yemeğin resmini başkalarıyla pay- laşma gereği duymayan, yardımse- ver, kompleksiz ama bugünkünden daha mutlu bir toplumduk. Bilimsel çalışmalar da zaten mutluluğun har- camalarımızla ya da sahip oldukları- mızla değil, iç huzurumuzla doğru orantılı olduğunu söyler. Hızla değişen bu kapitalist çağda artık çalışmaya daha çok zaman ve enerji harcıyoruz, çünkü daha çok para kazanmamız gerekiyor. Maaşı- mızdan kesilen vergiler ise Türki- ye'de bize hizmet olarak değil, biber gazı, toma suyu ya da pilastik mermi olarak geri dönüyor. İthal ve lüks tü- ketim mallara kolay ulaşabilmek ne kadar medeni olduğumuzun göster- gesi günümüzde. Stresimizi park- larda doğa ile bütünleşerek değil, AVM’lerde kredi kartıyla alışveriş ya- parak atıyoruz. Böyle bir ortamda haliyle beslenme alışkanlıkları, sağlık, giyim-kuşam, eğlence ve hatta insan ilişkileri giderek metalaşıyor. Tüm bunların beraberinde getirdiği açgöz- lülük, onursuz hayatlar, rekabet ve eşitsizlik ise çoktan kanıksandı. Bugün hükümetlerin başarısı ekono- mik büyüme ile öçülüyor, hatta bu uğurda yolsuzluk yapmalarına göz yumulabiliniyor. Ama gene de herşeyin bir den- gesi mevcut ki Dünya dönmeye devam ediyor. Kapitalist sistemin yarattɪğɪ materyalizm, ahlaki duyar- sızlık ve konformizme karşı paylaş- manın, cömertliğin, sosyal farkındalığın ve özgürlüğün öne çık- tığı bir dünyada yaşamak isteyen in- sanlar da var ülkemizde. “Friganlık” (Friganizm) prensiplerini benimsemiş bu insanlar artık Türkiye'de de çoğa- lıyor. Çoğunlukla İstanbullu “Bombalara Karşı Sofralar” ve Ankaralı "Çerçöp Çorbacılar" toplulukları çatısında bir- leşen Türkyeli Friganların toplumdaki genel kültür, politik tutum ve zihni- yeti kökten değiştirme gibi bir he- defleri yok ama eylem tarzı ve faaliyetleriyle aslında çevresindeki- lere çok derin mesajlar veriyor. Grup üyeleri sadece paylaşarak ve emsal teşkil ederek insanların tüketim alış- kanlıklarının değiştirmeyi; mesela satın almak yerine marketlerde bir köşeye atılmış ve satılmayan artıkla- rın (çıkma) alınmasını, mağazalardan değil takas veya bit pazarlarından alışveriş yapılmasını, araba sürmek yerine bisiklet kullanılmasını, araç paylaşım sistemlerinin yaygınlaşma- sını ve kira düzenini sorgulayan ve işgal evlerini destekleyen bir algı oluşmasını istiyor. Yemek, ulaşım, soğuktan korunma, barınma gibi temel ihtiyaçlarda paraya olan mec- buriyeti alternatif yöntemlere yöne- lerek azaltmaya çalışan bu “anarşist” gençler, paranın olmadığı bir dünyada fakirliğin de otomatik olarak ortadan kalkacağına inanıyor. 26