Please activate JavaScript!
Please install Adobe Flash Player, click here for download

Projekt28

DUYGU AYBER 1 Eylül 1939 yılında, Adolf Hit- ler’in faşist ordularının Polonya’yı işgal etmesiyle başlayıp tüm dün- yaya acı ve yıkım getiren İkinci Dünya Savaşı’nda, Kızıl Ordu’nun uçaksavar nişancısı olarak savaşan bir kadının dizeleri bunlar. Er Nonna Aleksandrovna Smirnova’nın… İnsanlık tarihinin en kanlı savaşına erkek yoldaşlarıyla birlikte eşit ko- şullarda katılan Sovyet kadınları, yal- nızca hayat kurtarıp yaralıları tedavi etmediler. Tankçı, keskin nişancı, uçaksavar topçusu oldular; köprüler uçurdular, iz sürdüler, öldürdüler. Nazi işgaline karşı direnen “kızıl gül- ler”, bir anne, eş, kız kardeş ve bir asker olmanın ötesinde barış müca- delesi veren kadınlardı. SAVAŞIN YÜZÜ KADINA YABANCI DEĞİL İnsanlık tarihi boyunca süregelen savaşlarda, her anlamda en çok yı- kıma uğrayan kadınlar hakkında yüz- lerce kitap yazıldı. Ancak neredeyse hiçbiri, Beyaz Rusyalı Sovyet yazarı Svetlana Aleksiyeviç’in kaleme aldığı “Nazi İşgalinde Sovyet Kadınları” adlı kitap kadar belleklerimize kazın- madı. Çünkü tarihte hiçbir savaşa bu kadar çok sayıda kadın katılmadı (Savaşa, sayıları 1 milyona yaklaşan Sovyet kadını katılmıştır). “Nazi İşgalinde Sovyet Kadınları” kitabı, Nazi işgaline karşı direnişte ön saflarda mücadele eden kadınla- rın gözüyle savaşı anlatıyor. Yazar S. Aleksiyeviç, dört yıl boyunca yüz- den fazla şehir, kasaba ve köyde veri toplayarak oluşturduğu kita- bında, anlatımlarına yer verdiği 200’den fazla kadının, daha gelin ol- mayı düşlerken 1941 yılında savaşa katılışlarını, verdikleri mücadeleleri aktarıyor. Kitabı okurken yalnızca kadınların kahramanlıklarıyla karşılaş- mıyor, aynı zamanda üreten, “hayat veren” kadının, katılmak zorunda kaldıkları bu acımasız savaşta ne gibi duygusal güçlükler yaşadıklarını da yakından görebiliyoruz. Onların tanıklıkları aracılığıyla, savaşın ger- çek yüzünün kadına hiç de yabancı olmadığını bir kez daha fark ediyo- ruz. KADIN VE YAŞAM Fizyolojik ve psikolojik yapısının farklılığı nedeniyle, savaşın hem fi- ziksel hem de manevi zorluklarını daha yoğun yaşayan kadınlara, Sta- lingrad cephesinde çarpışan Telsizci Antonina Fiyodorovna Valegjanino- va’nın tanıklığı ile örnek verelim: “Çatışmaların biri hala belleğimde. Çok sayıda ölü vardı… Pullukla tar- laya saçılmış patatesler gibi büyük bir alana yayılmışlardı. Ölmeden ön- ceki pozisyonlarını koruyorlardı. Pa- tatesler gibi… Atlar… Bir insanı ezmekten korkan bu duyarlı hayvan- lar bile artık duygularını yitirmişlerdi. Artık ölüler onlar için bir şey ifade etmiyordu.” Yazar, bu kadının tanıklığını ak- tardıktan sonra, onun yaşama yeni- den kadın olarak başlamak zorunda olduğunu da ekliyor. Evet, erkekler her ne kadar kötü durumda olsalar da sivil yaşama yeniden uyum sağla- yabildiler. Ama kadınların savaş son- rası yaşamı çok daha zorlu geçti. Çünkü savaş onları gençliklerinden ve eşlerinden ayırdı. Bu fikri kabullen- mek onlar için nasıl da zordu! “O kadar çok yaralı vardı ki sanki tüm dünya yaralı doluydu…” diyor hem- şire olan kıdemli çavuş Anatasiya Sergeyevna Demçenko. 'SAVAŞI ÖLDÜRMEK İÇİN GELDİM' 60 milyon insanın canına, yıkım ve felakete sebep olan faşizmi ve savaş kışkırtıcılığını bir anne olarak, bir kız kardeş olarak ve bir eş olarak teşhir ederken, aslında bugüne de ışık tutar “kızıl güller”. Kapitalist hırsların ve gericiliğin neden olduğu savaşlara son vermek için “savaş- malı” kadınlar. Tıpkı Sofia Kuntseviç’ in, bu korkunç, zalimce ama kaçınıl- maz olan durumu, Berlin’deki meclis duvarına yazarak açıkladığı şu cüm- ledeki gibi: “Berlin’e savaşı öldürmek için geldim.” * Bu yazı, Genç Hayat'ın 172. sa- yısından alınmıştır. Nobel Edebiyat Ödülü’nün bu yılki sahibi açıklandı. İsveç’teki Nobel Komitesi tarafından yapılan açıklamada bu yıl ödülün Belaruslu yazar Svetlana Aleksiyevic’e veri- leceği belirtildi. Nobel Edebiyat Ödülünü kaza- nan 112. yazar olan Svetlena Aleksiyeviç’in günümüzde yaşanan acılara dönük polifonik yaklaşımı dolayısıyla ödüle layık görüldüğü ifade edildi. 67 yaşındaki Aleksiy- eviç’in Sovyet-Afgan Savaşı’nın ilk ağızdan anlatıldığı Çinko Çocukları, Çernobil faciasının ele alındığı Çer- nobil’den Sesler ve Nazi İşgalinde Sovyet Kadınları isimli eserleri bu- lunuyor. Aleksiyeviç’in kitapları, aralarında Türkçenin de olduğu toplam 19 farklı dile çevrildi. 2015 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Svetlana Aleksiyeviç kitapların yanı sıra 21 belgeselin metnini ha- zırladı ve üç tiyatro oyununun se- naryosunu yazdı.Aleksiyeviç, dünyanın en önemli edebiyat ödü- lünü alan 14’üncü kadın oldu. 31 2015• NO 28 KADIN Savaşın bataklığında açan kızıl güller

Seitenübersicht