Please activate JavaScript!
Please install Adobe Flash Player, click here for download

Projekt28

Selma Çiçek 45 yaşındayım ve anaokul öğret- meniyim. Almanya'ya evlenerek gel- dim. Gelirken, 3-4 sene Almanya'da kalır, dil öğrenir, yabancı bir kültürü tanır, çocuklarım dünyaya geldikten sonra Türkiye'ye geri dönerim diyor- dum. Türkiye'de engelli çocukların eğitiminden sorumlu özel öğretmen- dim ve gelmeden önce İzmir'de en- gelli çocukların eğitimine yönelik bir merkez açmıştık. Orada çalışıyor- dum. Çocuklar dünyaya geldiğinde, eşimi burada bırakıp Türkiye'ye geri dönemedim. ‘Aile birliğini bozmaya, çocukları babasız büyütmeye hak- kım yok’ diye düşünmüştüm. Çok zor günler geçirdim. İlk başta dil bilmiyordum. İzmir'de çok faal bir insandım. Politik, sosyal faa- liyetlerin ve geniş bir arkadaş grubu- nun içerisindeydim. Buraya geldiğimde, çevremi kaybetmiştim ve dil bilmiyordum. Çocuklarım bü- yürken, dil öğrenmeye ağırlık ver- dim. Burada da bir çevre edinirim diye düşündüm. Bu da göründüğü kadar kolay değildi. Örneğin, diplo- mamı kabul etmediler, öğretmen diplomasına eşit tutmadılar. Çocuk- lar anaokuluna başlayınca dil öğren- meye başladım. Yani nasıl anlatayım, ilişki kuramı- yorsun. Kursa gidip Almanca öğreni- yorsun ama eve gelince Türkçe’ye devam. Bir türlü ilerletemedim dilimi. Çalışma hayatına giremiyorsun, ço- cuklar küçük ve daha sana muhtaç- lar. Çevrenle ilişkin yok. En büyük sorunum başta, arkadaş edinmekti. Burada yetişen Türkiyeliler çok farklı. Bir keresinde, çocuğum ile gittiğim parkta, burada yetişmiş genç bir Türkiyeli kadına açıkca yal- vardım. „Bir kere buluşalım. Anlaşır- sak, dost oluruz3 diye. Kadın, „numaramı vereyim ama zamanım olur mu bilemem“ dedi. Çok zoruma gitmişti bu olay ve uzun süre etkisi altında kaldım. Türkiye'de sosyal olarak aktif ol, tiyatro, etkinlik, arka- daş toplantıları bütün zamanını dol- dursun. Gel buraya, tek başına kal. Bir dostun olmasın. Azıcık Almanca öğrenince, iş ara- maya başladım. Her yere başvur- dum. Kendi alanımda iş bulamadım. Ama bunun dışında her yere iş baş- vurusu yaptım. Dört duvar arasın- dan çıkıp, hayata katılmak istiyordum. Kızımın ana- okulunu bitir- diği yerde, bir teklif yapıldı bana. Hemen değerlendir- dim. Halen orada çalışıyo- rum. GKB'yi nasıl tanıdı- ğıma gelince, bir arkadaşım telefon edip, „Ginnheim'da bir kadın grubu var. İsmi GKB. Resim kursları, sohbet toplantıları vb var“ dedi. Resim kursuna başladım. Daha sonra Ginnheim grubunu ziyaret etmeye başladım. Hedefim çevre edinmek ve GKB çalışmalarına katılmaktı. GKB'nin kadın çalışması gönüllük te- melinde oluyor. Gelenler, mutlaka kendilerini ifade edecek bir alan bu- luyorlar. Kadınların birliği çok ho- şuma gidiyor. Zaten gelenler de birlik ve dayanışma ruhunu gördük- leri için geliyorlar. Nasıl bir kadın ça- lışması istediğime gelince, hergün yengem bize, biz yengeme tarzın- dan vazgeçelim ve nasıl daha geniş kadın kitlelerine ulaşırız bunun üze- rine düşünelim diyorum. Zeynep Çetin 50 yaşındayım. Sekreter olarak çalışıyorum. Almanya'ya 11 yaşında, 1976 senesinde geldim. Buraya gel- meden önce dedemlerin yanında okula gitmiştim. Geldiğimde, Türk okuluna ve Türk sınıflarına devam ettirdiler bizi. Hauptschule'ye başla- dığımda Almanca'yı öğrenememiş- tim. Almanca’yı öğrenmem meslek okulunda oldu. Türk sınıfında Türkçe konuşuluyor ve dil öğrenmenin im- kanı yok. Küçük yaşta gelmeme rağ- men, buraya uyum konusunda böyle 2015• NO 28 KADIN 6 Frankfurt Göçmen Kadınlar Derneği'nin çalışmalarına semtlerden katılan iki kadın- dan Almanya'ya geliş öykülerini, Göçmen Kadınlar Derneği'nin çalışmalarıyla nasıl tanıştıklarını, bu tanışmanın onlarda uyandırdığı düşünce ve duyguları, nasıl bir kadın çalışması istediklerini "Kadın" dergisi okuyucuları için dinledik: Herkesin ayrı bir hikayesi var!

Seitenübersicht