Please activate JavaScript!
Please install Adobe Flash Player, click here for download

Projekt28

2015• NO 28 KADIN bombalanmasına, kanlı çatışmaların yaşanmasına, kentlerin ablukaya alı- nıp keskin nişancıların kol gezme- sine, insanların vurulmasına, cenazelere işkence edilmesine, ço- cuklarımızın, gençlerimizin, yüzlerce ve yüzlerce insanın kanının dökülme- sine yol verdi. İtikat baskısı, kredi borçları, işsiz- lik, güvensizlik ve güvencesizlik cen- deresindeki emekçi halka ekonomik istikrarsızlık ve siyasi kaos sopası göstererek, ayrıştırma ve kutuplaş- tırma siyaseti güderek, ekonomik vaatlerini büyüterek 1 Kasım’da ar- zuladığı sonucu elde etti. BİZİ NE BEKLİYOR? 1 Kasım’dan sonra bizi bekleyen sürecin, bu saldırı dalgasının –AKP iktidarının ve temsil ettiği güçlerin çıkar ve ihtiyaçları doğrultusunda– şiddeti zaman zaman azalan, zaman zaman da artan bir devamı olacağını öngörmek çok da zor değil. 13 yıldır yürüttüklerinden farklı politikalar ve uygulamalar beklemek en hafif deyi- miyle saflık olur. Özellikle de kadın- lar açısından. Bizi işte ve evde köleliğe, angar- yaya, yoksulluğa, yoksunluğa, gü- vencesizliğe, kayıt dışı çalışmaya, örgütsüzlüğe, sağlıksızlığa, eğitim- sizliğe, iş cinayetlerine, işsizliğe, erkek şiddetine, öldürülmeye mah- kûm eden; düşünsel ve psikolojik bağımlılığa, çaresizlik ve umutsuz- luğa, yalnızlığa iten; dini ve gerici propagandayla tevekküle, kaderci- liğe, itaate, siyasi ve toplumsal ka- yıtsızlığa sürükleyen koca bir sistemin devamı söz konusu. Tüm bu süreçte yaratılan genel şiddet ve baskı ortamı içinde, kadın- ların uğradığı şiddetin ve kadın cina- yetlerinin nasıl görünmez kılındığını, birkaç gün önce basına yansıyan ra- kamlar bir kez daha gösterdi. Son on ayda kocaları, eski kocaları, sev- gilileri, eski sevgilileri, akrabaları ya da tanımadıkları erkekler tarafından 345 kadın öldürüldü. Meclise giren kadın vekil sayısının 82’ya düşüşü de bu tablonun diğer bir yansıması oldu. 1300 lira asgari ücret vaadini geri çekebileceğinin sin- yalini –iktidarı yeni- den kesinleşir kesinleşmez– veren Hükümetin izleye- ceği yol, geçmişten farklı olmayacaktır. Üzerimizdeki vergi yükleri artırılır- ken, bizler insanlık dışı ücretlere mahkum edilip her gün yoksullaşır- ken, sefil sosyal yardımlara mecbur bırakılırken, evlerimizde bir kap ye- meğin nasıl pişeceği endişesini taşır- ken; yine Başbakanlık ve ‘Saray’ bütçesinin yükseltildiğini, nereye, niçin harcandığını bilmediğimiz ör- tülü ödeneklerin arttığını, sermaye çevrelerinin teşvik edildiğini görece- ğiz. Biz kadınlara gelecek kaygısı içe- risinde güvencesiz, kayıt dışı, esnek zamanlı, taşeron vb. kuralsız koşul- larda, düşük ücretle çalışma koşul- ları süslü istihdam paketleriyle dayatılmaya devam edecek. İşsizlik sopası her daim tepemizde sallanıp duracak. EŞİTSİZLİK VE ŞİDDET SÜRECEK Kadınla erkeğin eşit olmadığını, olamayacağı iddiasını (muhtemelen de 25 Kasım’da ya da 8 Mart’ta) duyacağız yine. Konuşmamıza, gül- memize, oturup kalkmamıza, doğu- rup doğurmayacağımıza, kaç kez doğuracağımıza karar vermeye kal- kan kadın düşmanı söylemler son bulmayacak. Kadınların toplum içeri- sindeki konumunu aile içindeki konu- muna indirgeyen, dört duvar arasına hapseden, bize yalnızca annelik üze- rinden varlık hakkı tanıyan bir anla- yışa sahip olan, kadına yönelik şiddet karşısında üzüntülerini bildir- mekle yetinenden farklı bir Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı görmeyi de beklemiyoruz. Ağır çalışma koşulları ve omuzla- rına bindirilen ev işleriyle bakım yü- kümlülüklerin ağırlığı altında kadınlıklarını ve insanlıklarını ezen, aşağılayıcı bir biçimde zincire vuran, yeteneklerini ve ufuklarını körelten toplumsal, siyasal ve iktisadi bir or- tamda kadınlar, kendilerini ‘insan’ olarak hissetme, insan gibi yaşaya- bilme özlemini duymaya devam ede- cek. Ve daha sayfalarca sayabileceği- miz bir sürü kadın düşmanı politika ve uygulama... Neredesinden bakarsak bakalım, oy vermiş olalım ya da olmayalım, on üç yıllık AKP iktidarının emekçi kadınlar için karşılığı hep bir dertler ve kaygılar cehennemi oldu. Ve AKP bundan sonra da bu cehennemin sürdürücüsü ve garantörü duru- munda. EŞİTLİK, BARIŞ VE DE- MOKRASİ İÇİN Ama biz kadınlar, daha önceki hükümet dönemlerinde olduğu gibi AKP’nin kadın düşmanı politikalarına karşı sesimizi daha da yükseltmeye devam edeceğiz. Biz kadınlar, inancı, ırkı, dili, rengi, cinsiyeti, cinsel yönelimi ne olursa olsun; ister ‘ezelden beridir’ burada yaşasın, ister dün gelip sığın- mış olsun, bu topraklarda yaşayan çocuk, genç, yaşlı, herkes ama her- kes ile eşit ve insanca koşullarda, ayrımcılığa uğramadan, eşit haklarla, kardeşçe, barış, güven ve özgürlük içinde birlikte, insanca yaşama iste- ğimiz için mücadeleye devam ede- ceğiz. Biz kadınlar güvenceli, tam za- manlı, eşit ve insanca bir ücretle, sağlıklı ve güvenceli koşullarda, cin- siyet ayrımcılığına uğramadan, tüm sendikal ve sosyal haklara eksiksiz sahip olarak çalışmak için mücadele etmeye devam edeceğiz. Biz kadınlar her yerde daha çok kadınla bir araya gelmek için, her yerde dayanışmamızı, ortak sözü- müzü daha yüksek sesle dile getir- mek için daha büyük bir çaba göstereceğiz. Biz kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü’nde ve 25 Kasım haftasında her zamanki gibi sokak- larda, alanlarda olacak, sesimizi en güçlü bir şekilde yükseltmek için var gücümüzle çalışacağız. Erdoğan ile AKP’nin tek başına iktidarının işinin, her zamankinden zor olacağını his- settirecek ilk seslerden biri de ka- dınlarınki olacak. Kısacası biz kadınlar, nerede acı çekiyor, nerede haklarımız ve özgür- lüklerimiz uğruna mücadele etmek zorunda kalıyorsak, birliğimizi bü- yütmek ve güçlendirmek için, eşitlik, barış ve demokrasi mücadelesini ge- liştirmek için orada olacağız. Kaynak: Ekmek ve Gül 15

Seitenübersicht